Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, çocuğun yaşı ve gelişim düzeyine uygun olmayan, dikkat sorunları, aşırı hareketlilik ve isteklerini erteleyememe ile kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluktur.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunun üç temel belirtisi vardır.
Bir kişide Dikkat Eksikliği – Hiperaktivite Bozukluğu’ nun varlığından söz edebilmek için, bu belirtilerin; 7 yaştan önce başlamış olması,kalıcı ve sürekli olması, birden fazla ortamda görülmesi (hem ev hem okul) gerekmektedir.
Temel Sorun: Kişinin belirli bir şeyle ilgilenirken, o sırada içinde gelen başka bir şey yapma isteğine engel olamamasıdır.
Bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayacak biçimde hareketli olmasıdır.
Bireyin davranışlarının kontrolünde sorun yaşanmasıdır.
Temel Sorun: Söylenen şeyin o sırada dikkat alanına girmediği için öğrenilmemesidir; unutkanlık, özellikle çocuklardan bir şey yapmalarını istendiğinde, dikkatleri dağınıkken bir şey anlatıldığında ya da birkaç komut bir arada söylendiğinde yaşanır.
Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, sadece çocukluk yıllarında görülebilen yaş ilerledikçe azalan ve kendiliğinden düzelen bir bozukluk değildir. Bu bozukluğu olanların % 80’nin ergenlik döneminde de bu bozukluğun belirtilerini göstermeye devam ettikleri görülmüştür. Bu çocukların %35- 65 bölümünün de erişkinlikte bozukluğun belirtilerini taşıdıkları belirlenmiştir. Bu bozuklukta; hareketlilik çoğunlukla ilk 10 yıl içerisinde sorun yaratırken yaş ilerledikçe azalabilmektedir. Ancak dikkat sorunu; okula başlamadan önce fark edilmeyip önemsiz görülse de, çocuğun okul yaşamına başladığı zamandan itibaren sorun yaratmaktadır. Bunun yanı sıra sosyal ve duygusal alanlardaki zorluklar, ilk çocukluk çağından itibaren değişik sorunlara yol açmakta ve yetişkinlik çağında daha da etkili olmaktadır. Tedavi edilmediğinde, yetişkinlik yıllarında alkol ve madde bağımlılığı, anti sosyal kişilik, depresyon, anksiyete gibi pek çok psikiyatrik bozukluklara, ciddi eğitim sorunlarına, davranış sorunlarına yol açabilmektedir. Kısacası DEHB, basit, gelip geçici bir yaramazlık veya dikkat dağınıklı olarak değerlendirilmemelidir.
Dikkat : DEHB erken çocukluk döneminde başlayıp yaşam boyu devam eden bir bozukluktur.
DEHB’ NİN DEĞİŞİK DÖNEMLERDEKİ BELİRTİLERİ
Bebeklik döneminde görülen belirtiler;
Okul öncesi dönemde görülen belirtiler;
Evde,
Anaokulunda;
İlkokul döneminde görülen belirtiler;
Ergenlik döneminde görülen belirtiler;
GÖRÜLME SIKLIĞI
DEHB, ilköğretim çocuklarının %3-5’ inde, yani; her 20-30 çocuktan birisinde görülmektedir. Bu her sınıfta en az 1-2 çocukta var anlamına gelir.
Türkiye’ de ( 2000 istatistiklerine göre ) ilköğretimde 1 milyon öğrencide DEHB’ nin görülme olasılığı vardır.
Erkeklerde görülme sıklığı, kızlara oranla 2-6 kat fazladır.
NEDENLERİ
Nedeni kesin olarak bilinmiyor. Sorumlu olduğu düşünülen bazı etkenler var.
Kalıtım, genetik nedenler; ( DEHB olan çocukların anne- babalarında benzer belirtiler olma oranı normal çocuklara oranla 2-8 kat fazla, kardeşlerde 2-3 kat daha fazla) genetik çalışmalara göre sorumlu olduğu düşünülen bazı genler var. (DrD4, DrD2)
Beyindeki yapısal işlevsel farklılıklar;
Çevresel nedenler; Direk olarak DEHB’ a neden olamaz, genetik yatkınlığı olan bireylerde riski artırır.
TANI
Ülkemizde DEHB olan çocukların tıbbi tanısı, çocuk- ergen ruh sağlığı ve hastalıkları kliniğinde konulmakta ve bu tanıya göre de, rehberlik ve araştırma merkezi müdürlüklerinin, özel eğitim bölümünde değerlendirilerek eğitsel olarak tanılanmaktadır. DEHB olan çocuklar alınan eğitsel tanılama ve yöneltme kararı sonucunda, gerek görülmesi durumunda kaynaştırma eğitimine tabi tutulmaktadır.
Tüm psikiyatrik bozukluklarda olduğu gibi erken tanı çok önemlidir. Okul öncesinde çocuğun aşırı hareketliliği yaramazlıkla, dürtüselliği sabırsız olmasıyla açıklanıp geçilmemektedir. Fakat asıl sorun çocuk okula başladığında kendini gösterir. Öğretmenlerince, arkadaşlarınca tembel, ilgisiz, sakar diye nitelendirilen, sürekli dışlanan, eleştirilen bu çocuklarda düşük benlik algısı sonucu, huzursuzluk ve kaygı belirtilerinde artma gösterir. Okul ve derslere karşı oluşan tepki nedeniyle okulu reddetme ve okul korkusu, okul başarısızlığı gibi sorunlar sık olarak görülür. Bu sorunların aşılmasında en önemli nokta, okuldaki rehberlik uzmanlarının ve öğretmenlerin bu çocukların özellikleri, bilişsel gelişimleri ve okul başarıları hakkında bilgilendirilmesidir.
EĞİTİM
DEHB, genellikle başa çıkılabilen bir durumdur. Tedavi için altın dönem okul öncesi ve okul çağının ilk yıllarıdır.
DEHB olan çocuklarda erken tanı çok önemlidir. Bozukluk ne kadar erken tanılırsa eğitimden yararlanma o denli etkili olur.
Okul öncesi çocuklar grup çalışmalarıyla sırasını bekleme, yönergeleri izleme, karşısındakini dinleme, ilişki kurma, oyun kurallarına uyma gibi becerileri kazanabilirler. İlköğretime başlanıldığında pek çok sorun çözümlenmiş olur. Okul döneminde, DEHB tanısı olan çocuklar, akademik destek programı oluşturularak bireysel eğitime alınırlar. Rahat, stressiz bir ortamda, başarının ölçüleceği kaygısı yaşamadan, öğrenmenin oluşması için gerekli olan dikkat, algı ve organizasyon gibi yetenekleri geliştirmeye yönelik çalışmalar uzman kişilerce yapılır. Okul başarısızlığına yol açabilen, düşük benlik algısı geliştiren çocuklara teropatik yaklaşımlar kendine güven duygusu kazandırır. Özel öğrenme bozukluğu görülen DEHB olan çocuklarla özel geliştirilen materyaller ve programlar uygulanarak bu sorun aşılır.
DEHB tanısı olan çocukların özel eğitimlerinde uzman kişiler, çocukların ailesi, okul rehberlik öğretmeni, sınıf öğretmeni ve tanı koyan çocuk psikiyatristleriyle gerekli eşgüdümü sağlayarak tedavide önemli rol oynarlar.
Kaynaklar;
Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.